25 Ağustos 2013 Pazar

Sonunda Geldim, Güzel Bir Haberim Var :)

   Merhaba...
   Buraları ve evimi çok özlemişim. Çok kısa bir mesafedeydim ama yine de 4 gündür evimle ve bilgisayarımla değildim. Bilgisayarım olmayınca yapamıyormuşum çünkü bütün uğraşlarım, erişimlerim filan hep burada. E tabi alışmışım da, benimkinden başka bilgisayar gelmiyor bana. Ve eminim ki aslında neredeyse hepimizde öyle.
    Bu telaşın sebebi neydi peki? Bu telaşın sebebi sevdiceğimdi :) 2 aydır uzaktaydık ve dün sonunda geldi. Biz ikimiz de İzmir'de okuyoruz ve çalışıyoruz. Ben yüksek lisansa devam ediyorum, o da çift dikiş gidiyor :S Aynı zamanda da çalışıyoruz, gerçi 4 aydır ben işsizim :(. Ben de tatile girince dedim ki ailemin yanına geleyim, o da başka bir şehirde bulundu bu sürede. Ve dün sonunda geldi. Bu seferki memleket ziyaretimiz (ikimiz de Antakyalıyız :)) daha başka, daha heyecanlı. Çünkü birlikteliğimizin 5.yılına yaklaştık ve artık bunu resmileştirmeye karar verdik. Umuyoruz ki aksiliklerle karşılaşmadan bunu halledelim. Bakalım neler olacak artık.
    Önerilerinize açığım ve hatta size danışıyorum da. Sizce nasıl bir nail art yapmalıyım, o güne özel?? Ha birde erkeğin ailesinden neler talep etsem karar veremedim, 5 burma az mı gelir? ;) Şaka şaka hayırlısıyla atlatalım da :)

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Ojebahçesi ile Konuk Yazar Çekilişi # 3.Hafta

    Merhaba arkadaşlar.. Bu haftaki yazımız biraz gecikti, kusura bakmayın. Biliyorsunuz ki 2 haftadır konuk yazar etkinliği yapıyoruz Ojebahçesi ile. Bu hafta 3.haftamız. Bu haftanın konusunu da "Stokladığınız ya da kullanmayı en çok sevdiğiniz ürün" olarak seçtik. Böylece herkes rahatlıkla katılabilir diye düşündük :) Bu ürün herhangi bir şey olabilir. Önemli olan sizin en sevdiğiniz ürünlerden biri olması. Biz de hangi ürünlerin kimi ne kadar mutlu ettiğini merak ediyoruz haliyle :)
    Biliyorsunuz ki tek şartımız bu etkinliği bloğunuzda duyurmanız. Tabi beni ve Ojebahçesi'ni de takip etmeyi unutmazsınız herhalde :) Ayrıca bu etkinliğin bir çekilişe bağlandığını da biliyorsunuz. 4.haftamızın sonunda ben bir çekiliş başlatacağım ve konuk yazar olan arkadaşlarımız extra çekiliş hakkı kazanacak. Çekilişte neler olacağını diğer yazılarımda belirtmiştim. Eklemelerle birlikte çok güzel sürprizlerimiz olacak :)
    Etkinliğe katılmak isteyenler bu yazının altına katılmak istediğini belirtmeliler ve en geç haftaya salı yani 27.08.2013 tarihine kadar yazılarını baytar.merve@hotmail.com veya ojebahcesi@hotmail.com adresine mail olarak atmalılar.
    Çok önemli bir hatırlatma. Katılmak isteyenler, katılacağım diyenler eğer bir sıkıntı yaşar da yazıyı yetiştiremezlerse lütfen bize haber versinler. Bu bizim için çok önemli. Çünkü programı aksatmak ve diğer arkadaşları bekletmek istemiyoruz. Anlayışınız için teşekkürler şimdiden..
 
    Peki kimler katılıyor??? :))

16 Ağustos 2013 Cuma

'Nail Shop Paris' Uzun Bir Aradan Sonra Yeni Kore Dizi Maceram

     Uzun süredir yazamıyordum. Ama bu arada çok sıkıldığımdan olsa gerek bir Kore dizisi izledim. Şimdiye kadar bayağı bayağı dizi izlemiş biri olan ben yaklaşık 1 yıldır Kore dizisi izlemiyordum. Bıkma aşamasına gelmiştim sanırım. Geçenlerde hep gördüğüm ama bir türlü izleyemediğim bir dizinin yazısını okudum bir blogta. Ben de başlamalıyım dedim. E zaten dizi ojeler ve tasarımlar ile ilgiliydi. İzlemem kaçınılmazdı haliyle :) Bu dizi sayesinde yurtdışında tırnaklara (en azından Kore'de) ne kadar önem verildiğini gördüm. Zaten bunlar hep Japonya'da başlamıyor mu ki :) El masajları mı dersiniz, tırnak bakımı mı dersiniz, birbirinden güzel tasarımlar mı dersiniz, her şey vardı dizide. E tabi esas oğlanlarımız ve kızımız da vardı :) Şimdi gelelim özete (Uyarayım spoiler çok az seviyededir. Dizi/film sonu anlatmayı hiç sevmem. Karşıdakinin o şaşkınlık anı çok hoşuma gider :))


      Esas Kız: Hong Yeo Joo ( Park Gyule - KARA grubunun üyesi)
      Kızımız Hong Yeo Joo aslında bir yazardır. Gumiholarla (9 kuyruklu tilki) ilgili hikayelerini yazdığı bir bloğu vardır. Bu hikayelerini birleştirip kitap için bir yayınevi ile anlaşmıştır. Fakat son anda blogda yapılan olumsuz yorumlar nedeniyle kitabın yayını iptal edilir. Yeo Joo da birilerini gözlemleyerek hikaye yazmaya karar verir. Bu sırada metro istasyonunda Alex'in bir kadına yardım ettiğini görür ve onun peşinden gider. Onun bir tırnak salonunda çalıştığını görür ve eleman aranıyor ilanını fark eder. Fakat burada sadece erkekler çalışabiliyordur. O da salonda çalışmaya karar vererek saçlarını kestirir ve erkek kılığına girer. Kore dizilerinin en klasik hikayesidir tabi bu. Sonrasında ise salonda çalışan Alex ve Kei ile yakınlaşır ve ikisi arasından bir seçim yapar. Kimi seçti ki acaba, kimi kimi? ;) Bu arada salondaki herkesin takma adı var, fark etmişsinizdir. Kızımızınki de Bunny oldu. Fotoğraflara bakalım mı biraz :)


Erkek hali daha güzel olmuş kızcağızın

Alex ve Kei. Hangisini seçerse seçsin benim kalbim alttaki yakışıklı Kai'de kaldı ;) Tipsiz diyenler olursa ilerideki fotoğraflara bakmaya davet ediyor aynı zamanda filmi izlemelerini öneriyorum ;)
         Esas Oğlan 1: Kei (Song Jae Rim)
         Ahh Kei ahh diyerek başlıyorum. Çünkü benim favorim Kei, kesinlikle! Kei de Nail Shop Paris'te çalışmaktadır ve oje tasarımları konusunda bayağı iddialıdır. Hatta girdiği yarışmada 1.olur. Bunny'nin onların yanında üstünü değiştirmemesi, Alex'i sürekli izlemesi Kei'nin dikkatini çeker ve kızı pardon yani erkeği izlemeye alır. Bunny de artık çaktırmamaya çalışır. Bir gün içer içer sarhoş olur ve Kei'yi çağırır onu eve götürsün diye. Yüksek bir yere çıkar ve Kei'ye 'bana vur' der. Kei de ona vurmaz ama tam bu sırada Bunny oradan Kei'nin üstüne düşer, tabi klasik olarak dudaklar birbirine değer veeee Kei Bunny'e ilgi duymaya başlar ;) E tabi sonrasını da izleyin bakalım neler olacak. Biraz Kei'yi görelim di mi? :)

Yerler ki ne yerler ;)

Benden sana tavsiye Jae Rimciğim saçın hep yukarıdaki gibi kal ya da aşağıdaki gibi ;)


Olacakların kısa bir ipucusu, ama hemen sonunu öğrendiniz sanmayın çünkü bir aşk üçgeni yolda ;)

              Esas Oğlan 2: Alex ( Jun Ji Hoo)
              Bunny Alex'i takip edip nail shopu görmüştü. İşte Bunny burada hep Alex'i izler. Alex aslında bir doktordur, fakat bir kaza sırasında müdahale etmemesi gereken bir duruma müdahale etmiştir ve kötü şeyler olmuştur. Bu yüzden doktorluk yapmayı bırakmış ve nail shopun patronu sayesinde salonda çalışmaya başlamıştır. Bu salonun bir özelliğinden bahsetmek gerek. Salonda sadece tırnak bakımı veya tasarım yapılmamaktadır. Aynı zamanda gelen müşterilerin sorunları hep beraber çözülmeye çalışılmaktadır. Alex de bence bu işi en iyi yapan vatandaş. Çünkü birinin tırnağına bakıp çizgilerinden pembeliğinden vs hastalığını tahmin edebilmektedir. Yani depresyon vs gibi şeyler. Her bölüm birilerine yardım edilir. Velhasıl.. bu koşuşturmaca içinde Alex de bir şekilde Bunny'e ilgi duymaya başlar. İşte tam da burada bir aşk üçgeni ortaya çıkar. Biraz da Alex tipsizine, şaka şaka, bakalım :)


Hıh! Her zaman Kei, daima Kei!!

       Sevimlimiz: Jin (Cheun Dong - MBLAQ grubundan)
       Jin, salonun güler yüzlü, sevimli mi sevimli ve komik çalışanı. Her sahnesinde biraz daha fazla gülme garantisi verebilirim :) Jin hakkında çok uzun konuşmaya gerek yok, diziyi daha neşeli hale getiren bir karakter yapmışlar, iyiki de yapmışlar. Biraz bakalım da neye gülmüşüm o kadar :)

ü




    Bir de tasarımlara bakalım, neler yapılmış :)) (Daha bir sürü var ama google dan ulaşabildiklerim ve prtsc yapabildiklerim bu kadar)

Bayıldım resmen, ojelerin opaklığı muhteşem!
Kraliçe'nin kalbi. Mavi rengi krallığı temsil ediyormuş


Her ne kadar çirkin görünse de kısa tırnakta yapıldığında çok güzel olabilecek bir tasarım.

     Ben izleyin derim, sonra da yorumlaşalım.
     İyi seyirlerrr :))

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Yepisyeni Doctor'umuz - 12.Doctor Peter Capaldi!!

     Evettt, Matt Smith'in ayrılacağının duyurulduğu günden beri yeni Doctor'un açıklanmasını bekledik durduk. Geçtiğimiz Pazar akşamı BBC One sonunda canlı yayında yeni Doctor'u açıkladı. 12.Doctor'umuz Peter Capaldi oldu. Çoğu kişi Capaldi'yi kabullenmekte güçlük çekiyor. bunun birçok sebebi var tabi. Matt'in gidişinin kabullenilmemesi, Doctor'un genç birinin olması gerektiği düşüncesi (Halbuki Johhny Deep de nerdeyse aynı yaşta, tabi tip farkı var, neyse neyse) vs vs. Ama her Doctor'da olduğu gibi bu sefer de önyargılı davranıldığını düşünüyorum ve ben Capaldi'nin oyunculuğunu (hatta Doctor'luğunu diyelim) görmeden yargıda bulunmamaya karar verdim. Sonuçta Doctor'u seviyoruz, hangi kişiliğiyle olursa olsun. Çünkü her yüzde bambaşka bir Doctor karşımıza çıkıyor. Bakalım bu Doctor nasıl olacak. Yine çılgın olacak, ama Matt kadar olabilecek mi? Ya da David kadar duygusal olabilecek mi? Aşık olacak mı? İşte en çok bunu merak ediyorum. Bu yaştaki bir Doctor'u görünce aşık olma meselesi bizi düşündürüyor ama Doctor'un aşklarını nasıl yaşadığını da biliyoruz tabi ;)

Promo fotoğrafı.


    Biraz bakalım bu Peter da neyin nesiymiş ;)
    *14 Nisan 1958 doğumlu İskoçtur kendileri. Biliyorsunuz Doctor'un her zaman İngiliz olması gerekiyor, en azından Whovianlar olarak bunu talep ediyoruz :)
    *1980'lerde sanat okuluna gidiyormuş. Okula giderken Local Hero filminde oynamış 1983'te.
    *Ünlü komedyen Craig Ferguson ve yapımcı Temple Clark ile birlikte olduğu Dreamboys adında bir punk rock grubunun lideriymiş.
    *Uluslararası Kanser Araştırmaları Derneği'nin sahiplerinden biriymiş.
    *İngiliz The Thick of It dizisinde hükümetin küfürbaz iletişim sorumlusu Malcolm Tucker'ı oynamaktadır. En çok bilinen rolü budur. Bir video ile dizide kaç kere "f*ck" kelimesini kullandığını hesaplamaya çalışmışlar, hiç de az değilmiş hani. Video için tık tık. Bu arada bu videoyu görenler şu yorumu yapmıştı: Umarız Doctor'un yeni kelimesi 'f*ck' olmaz ;)

    *World War Z filminde 'W.H.O Doctor' isimli bir karakteri oynamış. Kendileri Doctor seçilmeden önce olan bir olaydır bu, tesadüfler bitmez.

    *Oscar ödülü bulunmakta. Bu da Doctor Who için bir ilk çünkü Oscar ödüllü ilk Doctor'umuz kendisi. Yine de ödül aslında oyunculuğu için değil, en iyi kısa animasyon filmi için gelmiş.
    *En önemli ayrıntı, hatırlar mısınız bilmem ama 4.sezon 2.bölüm the Fires of Pompei'de 10.Doctor Donna'yı Pompei'ye götürür. Burada bir aile vardır. Ailenin babası da Capaldi'nin ta kendisidir. Romalı babamızın adı Caecilius'dur. Bu 2.defa birinin dizide önceden yer alıp sonradan Doctor rolünde oynamasıdır. İlki Colin Baker'dır. Colin Baker 6.Doctor'umuzdur.
   

    Önemli hatırlatma: Karen Gillan da aynı bölümde oynamıştı ve sonradan Amy Pond olarak karşımıza çıkmıştı. Bakınız: 
 
    *Canlı yayında Doctor olduğunu nasıl öğrendiğini anlatmıştı: 'Menajerim beni aradı ve 'Hello Doctor' ( 'Merhaba Doctor') dedi. O zamandan beri gülüyorum'
      Diğer aktörler de neler demiş bakalım:
Christopher Eccleston: Çok heyecanlıydım. Özellikle yazar Russell T.Davies yüzünden.
David Tennant: Herkese olduğu kadar bana da sürpriz olmuştu. Sadece güldüm. Çok imkansız görünüyordu.
Matt Smith: Rolü aldığımda ne mi yaptım? 3 gün boyunca odanın etrafında döndüm durdum. Gülüyor ve yürüyordum 'Ben Doctor'um!'
Peter Capaldi: Ajansım beni aradı ve 'Hello Doctor!' dedi. Gülmeye başladım ve o zamandan beri gülmem durmadı.'
    *Doctor Who'nun bu kadar uzun süre yayında olmasıyla ilgili şunu dedi ve bence çok da güzel dedi. 'Doctor Who'nun hala bizimle olmasının sebebi, hangi yaşta, hangi yılda olursa olsun Doctor'u izleyenlerin onun hikayelerini kalplerinde hissetmeleri--Çünkü Doctor hepimize ait. Doctor'u biz yarattık!'

     Bakalım Capaldi bize Doctor'un hangi yönünü gösterecek. 8.sezon çekimleri ile ilgili kesin bil bilgi yok. Seneye Eylül'e kadar beklemeyiz umarız bu sefer. Her ne kadar 50.yıl bizi oyalayacak olsa da :)

'makyajlibirileri.blogspot.com' Konuk Yazar Çekiliş Katılımcısı #7

    Merhaba arkadaşlar.. Bugün 7. konuk yazarımız ile birlikteyiz. Bayram sebepli bir süredir düzenli yayın yapamıyorum, kusura bakmayın. Umuyorum ki artık düzene girebilecek artık :) Bakalım Dikrip bize nasıl bir yazı hazırlamış :)



Herkese Merhaba ;
(Öncelikle bizi konuk yazar olarak ağırlayan blog sahiplerine çok teşekkür ediyoruz.Ama etkinlik için ayrı bir yazı değilde blogumuzda yazdığımız bir yazı olsun dedik.Biz makyajlibirileri.blogspot.com blogu sahipleri Dikrip ve Lavin.:)

Gratis'in 4.yıl indirimden aldığım "The Balm Shelter" ı aldığımdan beri kullanıyorum.Bugünde İnstagramda gündeme gelen bir konu üzerine yazmaya karar verdim.Başlamadan önce cildimin yağlı bir cilt olduğunu vurgulamak istiyorum.Ben bir ürün almadan önce araştırma yaparım.Blogger arkadaşların neler yazdığına göz atarım.Büyük bir kısım üründen memnun kalmıştı.Bende hiç tereddüt etmeden kaptım ürünü.


Ürünü hemen kullanmaya başladım.Sürünce bir parlama yapıyor.Üstüne Rimmel  Stay MATTE pudrayla geçince durum hiçte kötü görünmedi.Gün boyunca kalıcı oldu.Tabi gün sonuna doğru gene parlama oluyor.SPF 18 bu güzel.Renk tonunu eşitlemede başarılı.Kapatıcılık çok az.64 ml bir ürün.Bende en açık tonu yani light var.

Ürün ne çok sıvı ne de çok yoğun. Sürüm olarak rahat.


                                      Şimdi gelelim asıl konuya sivilcelenme yaptı.Başta tam anlayamadım. Sıcaklar yüzünden olduğunu düşünmüştüm. Ama devam etti ve kullandığım süre zarfında baya baya sivilcelendim.Acaba benim cildimde mi bir sorun var derken yağlı ciltlerde böyle sorunla karşılaşıldığını duydum. Tabi keşke daha önce duysaydım sivilcelerimle başım dertte olmayacaktı.Neyse denemiş oldum  sizi de bilgilendirmek istedim.Yorumlarınızı bekliyorum.
Hoşçakalın
Dikrip.


9 Ağustos 2013 Cuma

Çekilişler


****Alice'in çekilişi için tık tık. Son gün 17 Eylül.




**** Aylin'in Kozmetik Günlüğü'nün çekilişi için tık tık . Son gün 8 Eylül.




**** Oreo Seven Kız'ın çekilişi için tık tık. Son gün 30 Ağustos.



**** Make up Addict Esin'in çekilişi için tık tık. Son gün belli değil.




  ****Miss Firuz'un çekilişi için tık tık. Son gün 8 Eylül.





    **** Lens ve Makyaj'ın çekilişi için tık tık. Son gün 23 Ağustos. O China Glaze ve OPI benim olacak :)




8 Ağustos 2013 Perşembe

'marstandusenkadin.blogspot.com' Konuk Yazar Çekiliş Katılımcısı #6

Herkese merhabalar :) Bu gün iki tatlı blog sahibesinin düzenlemiş olduğu etkinlik için sizlere renkli bir makyaj yapmak istedim. Ben sonuçtan çok memnun kaldım umarım siz de beğenirsiniz :) Mor tonlarda bir makyaj yapmak istedim. Aslında elimde daha renkli farlar olsaydı onlarla yapmak daha uygun olabilirdi ama bu da renkli oldu :)


Evet böyle bir şey çıktı ortaya çok hoşuma gitti benim :) Mor, lila ve oldukça soft pembelerle yaptım bu makyajı :)


Fazla oyalanmadan yaklaşık olarak 15-20 dakika kadar sürdü. Farların pigmentasyonu çok zayıftı o yüzden M.A.C Fix+ fırçama biraz sıktıktan sonra farımı kullandım ve sonuç böyle oldu :) Bu makyajda gözleri daha ön planda tuttum bu yüzden gözlere daha yakından bakalım istedim :)


Bunlarda göz makyajımın yakından çekilmiş halleri. Bu makyajı yaparken peki ben hangi malzemeleri kullandım.
Göz Makyajı:
- The Balm Put A Lid On It
- The Balm Balm Jovi Paleti
- Essence 3D 02- Irressistible Purple İkili Far
- The Balm Schiwing Eye Liner
- Benefit They're Real Maskara

 Ten Makyajı:
-Garnier BB Krem Açık Ton
- M.A.C Pink Swoon
- M.A.C Studio Fix Pudra
- Flormar Bronzing Powder BR01

 Umarım beğenmişsinizdir makyajımı. Hepinize sevgiler :)


6 Ağustos 2013 Salı

'alicemakyajdiyarinda.blogspot.com' Konuk Yazar Çekiliş Katılımcısı #5


Merhaba, İrem ve Mathilda'nın bloglarına konuk olduğum için çok mutluyum. Bu hafta yazılanlar yaz hakkında olacaktı. Yaz makyajı, yaz ojesi, her şey olabilirdi. Ben yaz favorilerimi yazmak istedim. 


Yaz için makyaj favorilerimin arasına favori güneş gözlüğümü de koymasam olmazdı. Çünkü güneş gözlüğüm olmadan dışarı çıkmayı düşünemem bile. En sevdiğim güneş gözlüğüm de bu. Yazın çok ağır makyaj yapmıyorum. Bu yüzden pudra, kapatıcı gibi ürünler koymadım. Favorilerimi tek tek inceleyelim mi şimdi?


1-H&M Smoky Far Paleti- Ceren hediye ettiğinden beri sürekli kullanıyorum. Renklerini çok sevdim.
2-Essence 3D Far- Acelem olduğunda kullandığım bir far. Işıltılarını seviyorum.
3-Pastel Spring Blush-On-10- Rengi tam yazlık. Aslında The Balm Frat Boy'u da çok kullanıyorum ama bunu taşıması daha pratik :)
4-Emily Göz Kalemi- Yapısına ve sürülmesine bayılıyorum. Eyeliner çekmekle uğraşmak istemediğimde kurtarıcım.
5-Miss Sporty Ruj- 50- Rosy Cheek- Pembesi o kadar güzel ki. Bir de kalıcı buluyorum. Elim sık sık gidiyor.
6-NYC Modern Love Ruj- Aldığımdan beri severek kullanıyorum. Rengi yaza uygun.
7-The Balm Plump your Puckers Parlatıcı- Pink my Lemonade- Verdiği yakıcı hissi sevmesem de rengini seviyorum.
8-Yves Rocher Sexy Pulp Maskara- Ayırması ve uzatması çok başarılı. Dolgunluk konusunda pek başarılı değil. Ama severek kullanıyorum.

Benim yaz favorilerim bunlardı. Aslında kullandığım ürünler daha fazla ama en çok kullanılanları sizinle paylaşmak istedim. Umarım yazımı severek okumuşsunuzdur.

İrem ve Mathilda'ya bu güzel etkinlik için ve beni konuk ettikleri için çok teşekkür ediyorum ^_^
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...